Bu Blogda Ara

17 Ocak 2007 Çarşamba

KAFKASYA'YA DÖNENLERİN DÜŞ KIRIKLIĞI

Kafkas göçmenlerinin torunları, ata topraklarına dönerek yeni hayatlar kurma umudundaydılar ancak bunların çoğu hayal kırıklığına uğrayarak dönüşten vazgeçiyor.

Çerkesler, 19. yüzyılda vatanları Kafkasya'dan çok uzaklara göç ettiklerinde, Çerkes toplumunun torunlarının 150 yıl sonra topraklarına geri dönecekleri mümkün gözükmüyordu.

Ortadoğu ülkelerine yerleşmiş göçmenlerin torunlarından bir kısmı, komünizmin düşüşünün ardından damla damla Kafkasya'ya dönerek yerleşmeye başladılar. Ne var ki onların romantik hayalleri bugünün Rusya Federasyonu'ndaki hayatın gerçekleriyle yüzleşince paramparça oldu. Şimdi bunların çoğu geri dönüyor.

Tahmini olarak Türkiye ve Ortadoğu'da 3.5 milyon Kuzey Kafkasya kökenli insan yaşıyor. Bunların 3 milyonundan fazlası ataları 19.yüzyılda Kafkas savaşları sonunda Kafkasya'dan zorla sürülen Çerkesler.

Diasporada yaşayan Çerkeslerin sayısı, bugün Kuzey Kafkasya'da başlıca Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyetleri'nde yaşayan Çerkesler'in sayısından çok daha fazla.

Dinamis Tausultan 11 yıl önce Suriye'den anavatanına dönerek Kabardey-Balkar'ın başkenti Nalçik'e yerleşen Çerkesler'den biri. Şu an ebeveyni ve 2 erkek kardeşi ile açmış oldukları kafeler zincirini işletiyor. "En azından buradayız, bir zamanlar zorla sınır dışı edildiğimiz anavatanımızdayız" diyor.

"Hala Suriye'deki akrabalarımı ziyaret ediyorum ama kesinlikle artık burada, Kafkasya'da
hayatımı sürdürmek istiyorum. Annenizin, büyük annenizin sizin için özenle korumuş olduğu ana dilinizi, kendi dilinizi konuşmak için ödemeniz gereken büyük bir bedel yok. Anavatanımız kutsal bir yer. Dönüşümüzle atalarımızın ruhlarının huzura kavuştuğunu hissediyorum" diyor.

Buna karşın son yıllarda Kafkasya'ya geri dönüş planları içinde olanların sayısı giderek azalmaya başladı. Ayrıca gidenlerden yüzlercesi anavatanda sadece birkaç yıl kalabildi. Kafkasya'ya dönenlerin yapmış oldukları hesaba göre Kabardey-Balkar'a 1992'den bu yana Suriye'den 600 Çerkes dönüş yaptı, bunlardan 200'ü bir süre kaldıktan sonra gelmiş oldukları ülkelerine geri gitti. Yine Türkiye'den Kabardey-Balkar ve Adıgey Cumhuriyetlerine 500 kişi döndü. Şu an Adıgey'de dönüş yapmış 350 kişi yaşıyor.

Ortadoğu'da yaşayan Çerkesler, Sovyet yönetiminin günlük hayata ve kültüre verdiği şekil karşısında fazlasıyla anlayışa sahip değiller.

"Buraya gelmeden önce hepimiz atalarımızın Kafkasya'sını hayal ettik" diyor Türkiye'den 13 yıl önce dönmüş olan Macit Utij. "Eskiden Çerkeskalar giymiş atlıları, kaynaktan testileriyle su alan kızları canlandırırdım zihnimde" diye ekliyor.

IWPR, Suriye'den Nalçik'e yerleşmiş ve burada 3.5 yıl yaşadıktan sonra tekrar Ortadoğu'ya dönme hazırlıkları içinde olan bir Çerkes aileyle görüştü. Aile isimlerinin kullanılmamasını istedi.

"Suriye'de kendi işim vardı ama çocukluk hayalim atalarımın vatanı Kafkasya'ya dönmekti" diyor baba ve devam ediyor: "Evlenmeden önce nişanlımdan evlendiğimizde benimle birlikte Kafkasya'ya taşınması için söz aldım. İş kurabilmek için tüm birikimimi harcamış durumdayım, buna karşın şimdiye dek güvenebileceğim bir iş ortağı bulamadım."

Eşi ise "Ben dindar bir insanım ve İslam'ın gereklerine uygun bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Kaberdey-Balkar'ın Müslüman bir cumhuriyet olduğunu zannediyordum. Ve açıkçası burada karşılaştığım şeylere pek de hazırlıklı değildim. Burada İslam'ı doğru şekilde yaşayan gerçek Müslüman ailelerin sayısı oldukça az ve Adıge kültürü unutulmuş durumda. Ben torunlarımın Müslüman bir ülkede yetişmelerini isterim. Eşimin anavatanda ölmek hayali gerçekleşemeyecek.bunun için üzgünüm" diyor.

Dönen Çerkesler kültürel şokun yanısıra Rus bürokrasisinin zorluklarıyla da yüzleşiyorlar. Bunların sonuncusu Haziran 2002'de yürürlüğe giren vatandaşlık yasası oldu.

Kabardey-Balkar Parlamentosu ve Dünya Çerkes Birliği Başkanı Zaurbi Nakhuşev, "Dört yıl boyunca, herhangi bir yabancı ülke vatandaşı çifte vatandaşlık alma hakkına sahipti ve uzakta yaşayan pek çok hemşerimiz bu haktan yararlandı" diyor ve ilave ediyor: "Ama yeni Rusya vatandaşlığı yasası buna izin vermiyor."

Yeni yasa vatandaşlık için başvuran kişinin Rusya vatandaşlığına geçmesi için vatandaşı bulunduğu ülkenin vatandaşlığından ayrılmasını, akıcı bir şekilde Rusça konuşuyor olmasını ve 5 yıl boyunca Rusya topraklarında yaşamasını öngörüyor. Pek çok Çerkes bahsedilen yeni yasanın Ortadoğu'dan Kafkaslar'a göçü tamamen durduracağına inanıyor.

"Tüm vatanseverliğime rağmen bu şartları kabul edemem, kimse edemez" diyor Utij.

Kabardey Balkar Rodina (Anavatan) Derneği Başkanı Vladimir Nakatsev, IWPR'a
"Yeni yasa uzakta yaşayan 3.5 milyon gerçek Çerkes'e karşı yapılan bir ayrımcılık hareketidir. Ürdün'de yaşayan diaspora liderlerimizden Başkan Putin'e bu konuyla ilgili bir dilekçe göndermelerini istedik. Putin cevabında yasanın bir dogma olmadığı ve değişime açık olduğunu yazdı" diyor.

Kabardey-Balkar'a dönenlerin yüzleştiği ilk problem ülkede 5 yıl gerekli ikametgah için izin almak. Nalçik Vize ve Kayıt Ofisi eski Polis Müfettişi Aslan Betrozov, IWPR'a izin alma sürecinin 6 ay kadar sürebileceğini söyledi. Betrozov, "Yabancı ülke vatandaşları istenen belgeleri bir araya getirmede güçlük çekebilirler. Ardından bu belge paketinin bir dizi kontrol işleminden geçmesi gerekiyor" diyor.

Adıgey'e kısa bir süre öncesine kadar Rus pasaportu ve oturma izni işlemlerinde daha kolay bir prosedür takip ediliyordu. Pek çok kişi bu avantajdan yararlandı ve bu nedenle yerel yönetime minnettarlar. Buna karşın Adıgeyli memurların daha çok rüşvet aldıklarını söylüyorlar.

Dönen ilk Çerkesler'den biri olan ve aynı zamanda bugün resmi olarak Mayop'ta ikamet eden Nihat Berzeg "Problemlerimi çözmek için rüşvet veya ekstra paralar ödemek istemiyorum" diyor.
"Biri diğerinin haklarını kanun altında korumalı. Eğer rüşvet ödersek bu, sadece yeni dönenlerin işlerini daha da zora sokacaktır."

Diasporadan gelenlere karşı memnuniyetsizliklerini belirtenler sadece Rus otoriteleri değil. Bazıları 1990'ların başında da Çerkes kültürünü geliştirmek amacıyla kurulan derneklerden de şikayetçiler.

"Adıge Khase ve Dünya Çerkes Birliği, bizimkiler de dahil olmak üzere etnik meselelere yön vermek için kuruldu ama işlerini yapmıyorlar" diyor Utij.

Suriye'de doğmuş ama bugün bir Rusya vatandaşı olan Ahmet Staş da söylenenlere katılarak, "Bu organizasyonlara güvenmemeliyiz, 10 yıldır bize vermiş oldukları tek sözü bile tutmadılar" diyor.

Tanınmış Çerkes liderlerinden bahsederek "10 yıl önce toplantılarda konuşanlar, 'Adıgeler birleşin' diye çağrı yapanlar iz bırakmadan kayboldular ortalıktan. Böyle şeyleri söylemeye başladığımızda otoriteler bizi susturmak için çok çabuk tepki verdiler" diyor.

Rus pasaportu almaktaki bürokratik zorluklar, iş bulma ve köklerini keşfetme gibi hususlar yeni dönenlere bunların üstesinden gelmeleri için güçlü olmaları gerektiğini ve Kuzey Kafkasya'da hayatta kalmak için şartlara uyum sağlayabilmeyi öğütlüyor. Ayrıca bunlar, Kuzey Kafkasya'da hayata dair olumsuz söylentiler yaydığı için de suçlama konusu.

"Eğer geri dönerseniz sadece hayatta kalmak için bir yol bulmak zorunda değilsiniz, aynı zamanda başarılı olmanız, akrabaları bulmak dışında kendinize arkadaşlar da edinmeniz gerekiyor " diyor 10 yıl önce Nalçik'te bir ticari firması açan İmdat Kip.

Kuzey Kafkasya ve Ortadoğu'daki 2 halk birbirlerinden tecrit edilmiş bir şekilde yaşarken tarihçiler ve dil bilimciler, bir taraftan da dışarıdaki Çerkesler'in anadillerini günden güne kaybetmekte olduklarını söylüyorlar. Önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde Türkiye, Ürdün ve Suriye'de Çerkes dilinin öleceğine dair uyarıda bulunuyorlar.

*Zarina Kanukova, Nalçik'te çıkan Oşkhamakho dergisinin editörü
SOURCE: IWPR- CAUCASUS REPORTING SERVICE, No. 177, May 1, 2003

Ajans Kafkas

Hiç yorum yok: