Bu Blogda Ara

5 Nisan 2008 Cumartesi

KAFKASYA'DA DEĞİŞİM ZAMANI

Dünyanın en dinamik bölgesi Kafkasya, çok hızlı bir değişim sürecine girdi. Değişim Güney Kafkasya'dan başladı. Türkiye-Ermenistan hattında olup-bitenler kadar, "Pankisi" ve "Kodor" da önemli. Pankisi ve Kodor'da açılan tüneller, dünyadan tecrit olan Kafkasya'yı dünya ile bütünleşeceği yarına taşıyacak.

DG-Kafkasya sosyal ve politik özellikleri ile dünyanın çok önemli bir bölgesi. Belki de Avrasya'nın gelişmelere en duyarlı kesimi. Pankisi Vadisi ve Kodor Geçidi Kafkasya'da gelişmelerin şekline ve geleceğine ışık tutuyor.

Pankisi'de olanlar ana hatlarıyla terörizme karşı küresel savaş çerçevesinde, Güney Doğu Asya'da Endonezya ve Filipinler'de, Orta Asya'da Kırgizstan ve Özbekistan'da yaşanan hareketliliğin Kafkasya ayağı olarak görülmeli.

ABD'nin Al-Qaeda militanlarının sığınağı haline geldiği gerekçesiyle Gürcistan'ın Kuzey Doğusunda Çeçenistan sınırında yer alan Pankisi'de Filipinler'de Ebu Sayyaf örgütüne yönelik yürütülen operasyonda olduğu gibi özel birliklerinin birtakım görevler üstlendiği ihtimali çok kuvvetli.

Bu konuda üzerinde durulması gereken bir ayrıntı ise, Şevardnadze'nin Moskova'dan gelen ortak operasyon önerilerine karşılık Amerikan yardımını istemesi. Pankisi'de saklanan veya barınan topluluğun siyasi niteliği hakkında tartışmalar sürüyor. Tartışmalar, söz konusu grubun Çeçen mülteci veya terörist olduğu yönünde. Bununla beraber tartışmalarda ön plana çıkmayan, ama belki de harekatın önemli bir nedeni olan husus ise, Kodor'un Rusya Federasyonu ile Gürcistan, dolayısıyla Güney Kafkasya arasındaki zor sınırın en zayıf noktalarının başında gelmesi. Balkar-Kabartay ve Gürcistan arasında yer alan bu bölge Kafkasya'nın kuzeyi ile güneyini hem ayırıyor hem de birleştiriyor.

Harekata kadar; Panki'de mültecilerin yanı sıra Çeçen savaşçıların barındığını ve Çeçenistan'daki savaşın buradaki yapılanmalardan lojistik destek gördüğünü iddia ederek Tiflis'i köşeye sıkıştırmaya çalışan Rusya, Usame Bin Ladin ve adamlarının Pankisi'ye gittiğini ileri sürdü…
Bu çerçeveyi gördükten sonra Kremlin ve Beyaz Saray arasında terörle mücadelede Pankisi için bir rekabet olduğunu düşünmek mümkün. Kodor Dağları, sınırın karşılıklı geçirgenliği kadar karayolları aracılığıyla önemli noktalara da ulaşım sağlıyor. Kodor'da Gürcistan'a girildiği zaman, başta Güney Osetya ve Abhazya olmak üzere birçok yere ulaşmak mümkün. Keza sınırın diğer tarafında da sınır boyunca dizilen Balkar-Karatay, Kuzey Osetya, Çeçen-İnguş, Dağıstan, Çerkez-Karaçay ve Adige'ye ulaşmak mümkün.

Kodor ve Pankisi ilk defa Ekim 2001'de 1992-1993'te Abhaz Savaşı ile duyuldu. 200-300 kişilik bir silahlı grup bu yolu kullanarak Abhazya'ya ulaştı. Çeçenistan'dan ayrıldıktan sonra Pankisi'de barınan Gelayev'in başında bulunduğu grup konusunda çok fazla spekülasyon yaşandı.
Rusya Savunma Bakanlığı'nın açıklamalarında Moskova'nın Kodor'dan uzak durmayı düşünmediği anlaşılıyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, "Rus Barış Gücü askerlerinin Kodor'da kontrol yapmaya devam edeceğini" duyurdu. Ajans Kafkas'ın haberine göre İvanov, "Rus barış koruyucuları Kodor'un yukarı ve aşağı kısımlarında haftada en az bir kez kontrol yapacağını" bildirdi.
13 Nisanda Rusya lideri Vladimir Putin ile Gürcistan lideri Eduard Shevardnadze arasında gerçekleşen telefon görüşmesi yapıldı. Moskova kaynaklı bilgi ve haberlere göre, Gürcü lider, Gürcü askerlerin Kodor'da protokolü ihlal edildiğini kabul etti. İvanov'un açıklamasına göre, Kodor'daki askerlerin çekileceğine dair de söz verdi. Gürcistan ve Abhazya, 2 Nisanda Kodor'un askerlerden arındırılmasını öngören bir protokol imzalamıştı.

Kodor ve gelecekle bağlantılı bir diğer detay ise, Abhazya Başbakanı Anri Cergeniya'nın Rus basınına yaptığı açıklamaya göre, Abhazların Tiflis ile yaptığı görüşmelerde "tarafların sorunları çözmede güç kullanmayacakları prensibinin" kabul edildiği.

Cergeniya, ayrıca 1994 Moskova Anlaşması ve 2 Nisan 2002 tarihli Tiflis protokolü gereğince askerlerden arındırılması gereken Kodor'da 900 silahlı Gürcü askerinin bulunduğunu iler sürüyor.

Cergeniya, 12 Nisanda Rus Barış Gücünün taraflara bilgi vermeden Kodor'a girmesini değerlendirirken "Barış güçleri, yapacağı faaliyetlerde önce Gürcistan'la değil Abhazya'yla ile mutabık olmalı" görüşünü savunuyor. Cergeniya'ya göre, 12 Nisandaki Kodor geçidinin yukarı kısımlarını denetleme operasyonu barış gücü misyonunun genel çerçevesine aykırı değil.

Gürcistan makamları Kodor'da Rusların bloke edildiğini bildirirken Abhaz kaynaklar Rus Barış Gücü'nün planlandığı gibi Acara'da bir kontrol noktası kurduğunu duyurdu. Sorun giderek daha karmaşık bir hale geliyor. Abhazya'daki Rus Barış Gücü Basın Merkezi, Rus Barış Gücü'nün Acara yerleşim merkezi yakınlarında 102 nolu kontrol noktasını kurduğunu bildirdi.

Barış Gücü'nün Basın Sözcüsü İgor Konaşenkov, Kodor'un aşağı ve yukarı kısımlarını birbirine bağlayan köprünün bozuk olması nedeniyle barış güçlerinin helikopterle bölgeye ulaştırıldığını söyledi.

Gürcistan'ın Kodor'dan asker çekerken, yerine sınır güvenlik güçlerini gönderdiği ifade ediliyor. Gürcistan Savunma Bakanlığı yetkilisi Mirian Kiknadze, 9 Nisanda Civil Georgia'ya yaptığı açıklamada, Kodor'daki düzenli ordunun yerini sınır güvenlik güçlerine terkettiğini söyledi.
Kiknadze, Kodor'un üst kısımlarındaki Savunma Bakanlığı birliklerinin 2 Nisan protokolünde taahhüt edildiği gibi 10 Nisan'a kadar çekilip çekilmeyeceği konusunda net bir şey söylemedi. Kiknadze, askeri birliklerin çekilmesine paralel olarak sınır güvenlik güçlerinin bölgeye gönderilmesiyle vadide yaşayan Gürcü nüfusunun garanti altına alınmış olduğunu ifade etti.

Diğer taraftan Londra'da düzenlenen bir konferansta konuşan araştırmacı Vladimir Kakalya, Gürcistan'ın Abhazya'da olası bir rejim değişikliğinde devreye sokabileceği bir Abhaz Hükümetini beslediğini söyledi
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Abhaz-Gürcü sorununun çözümüne ilişkin aldığı kararın ardından yeniden alevlenen tartışmalarda Londra Üniversitesi'ne bağlı King's College London'ın Savaş ve Askeri Etütler Bölümü tarafından hazırlanan "Abhazya-Gürcistan:Sorununa Çözüm Arayışları" başlıklı konferans önemli bir yer tutuyor.

Kakalya'nın yanı sıra Kafkasolog George Hewitt, Abhazya'da din ve kimlik üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan Oxford Üniversitesi öğretim üyesi Dr.Rachel Clogg ve Abhazyalı akademisyen Liana Kvarchelia'nın yanısıra Abhazya'daki bazı projelerde yer almış olan Britanyalı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Londra'daki çeşitli üniversitelerde Kafkasya üzerinde çalışan araştırmacı ve akademisyenler konferansa izleyici olarak katıldı.

Kafkasya'da değişimin ilk halkası olması gereken Abhaz-Gürcü anlaşmazlığı, Konferansın ilk bölümünde, Abhazya-Gürcistan ilişkilerinin dünü ve bugünü üzerine kısa açıklamalarda bulunan Kakalya, Abhaz-Gürcü sorununun temelinde "Abhazya'nın sahibinin kim olduğu sorusunun yattığını" söyledi.

Abhaz ve Gürcülerin hiçbir zaman batılı anlamda bir ulus-devlet yapısı içerisinde yaşamadıklarının altını çizen Kakalya, buna ilaveten tarafların aynı dili konuşmadıklarını, bunun sonucu olarak sorunlarına çözüm bulmada gelişme kaydedemediklerini söyledi.

Özet konuşmasının ardından izleyicilerden gelen soruları cevaplandıran Kakalya, şunları kaydetti:
"Gürcistan hükümeti, savaş öncesi Abhazya Parlamentosu'nun Gürcü üyelerinden oluşan paralel bir 'Abhaz hükümetinin' yaklaşık on yıldır Gürcistan'da faaliyet göstermesine fırsat veriyor. Yani Gürcistan Abhazya'da olası bir rejim veya iktidar değişikliğinde başa geçecek 'yasal bir kurumu' yedekte tutuyor."

Söz konusu konferanstan çıkan önemli bir sonuç var: Kafkasya'nın genelinde de Abhaz-Gürcü özelinde de sorunların çözümü "ortak paydanın" geliştirilmesinden geçiyor.

Hem Abhazya'da hem de Gürcistan'da, sokaktaki insanın en önemli sorun şu anda güvenlik. Güvenlik ve güven üretiminin başlatılmasının devamında uygulanacak sağlıklı bir sosyo-ekonomik ilerleme programı, geleceğe şans verir.

1994'den bu yana yaklaşık 1.000 kişinin sınır bölgelerinde ve özellikle de Gal çevresinde meydana gelen çatışmalarda öldüğü biliniyor. Abhazya'da sürekli bir savaş psikolojisinin kırılması gerekiyor.

Büyük bir olasılıkla Güney Kafkasya'da yer alan ülkelerin tamamında "bölgesel anlaşmazlıkların çözümü amaçlı açılımların" hız kazanması ile Rusya'da kendi bölgesel anlaşmazlıklarının aşılması amacına uygun sinyaller vermeye başladı. Moskova'da bir grup sivil toplum kuruluşu ve enstitü, Kremlin'e Çeçenistan için bir barış planı sundu.

The Moscow Times'da yer alan bir haber önümüzdeki günlerde Kafkasya'da farklı açılımların ortaya çıkacağını göstermesi açısından çok önemli. Yevgenia Borisova'nın imzasını taşıyan haberde, Rusya Bilimler Akademisi Etnoloji ve Antropoloji Enstitüsü, Barış Sağlama Misyonu, Moskova'da kökenli sivil toplum kuruluşu Non-Violence International ve Forum on Early Warning and Early Response'un Moskova şubesi tarafından hazırlanan barış planı dikkate alınmalı.

Plan ilk etapta Çeçen sivilleri Rus ordusunun aleyhine döndüren operasyonları durdurmak ve bölgeyi rant elde eden askeri ekonominin gölgesinden kurtarmak olduğu ifade ediliyor. Bunlar gerçekten çok dikkat edici ve kalıcı istikrarın kurulması amacına uygun adımlar. Görünen o ki, Rusya bugüne kadar izlediği politikanın sonuç vermediğini artık kabul ediyor.

Planda anlamazlık çözümünde ekonomik ve ticari adımlar, askeri yöntemlerin yerine aday gösteriliyor. İş imkanları yaratmak, ekonomik altyapıyı restore etmek ve Çeçenistan'da yatırımlar yapmaya elverişli iklim oluşturmak raporda altı çizilmesi gereken yerler. Çeçenistan'da yasadığı petrol ve silah ticaretinin ve yolsuzluğun giderilmesi kadar güvenlik ve sorun eksikliklerinin yargı ve emniyet sahalarında işbirliği ile aşılması yönündeki öneri de hayata geçirilebilir.

Planın paralelinde Başbakan Mikhail Kasyanov, Güney Federal Bölgesi Temsilcisi Viktor Kazantsev, Çeçenistan'dan sorumlu bakan Vladimir Yelagin, Kremlin'in atadığı Çeçen yönetici Ahmet Kadirov'a ayrıca savaşçı gruplarla barış görüşmelerinin yapılması için çağrıda bulundu.
Yine The Moscow Times'ın haberine göre Tişkov, geçen hafta Strasboug'ta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Rus Duması Çeçenistan Ortak Çalışma Grubu'nun şemsiyesi altında kurulan Danışma Konseyi'nin planın uygulanmasında rol alabileceğini söylüyor.

Hiç yorum yok: