Bu Blogda Ara

28 Nisan 2007 Cumartesi

Misafirle konuşma adabı

Ev sahibinden başka kimse misafire kimliğini soramaz. Misafir muhterem bir zat ise, ev sahibi ile diğer hane fertleri kendiliklerinden geçip oturamazlar. Odada oturmalar teklif üzerine olur ve özellikle misafirin oturduğu uzun sedirin üzerine kimse oturmaz. Ayrıca küçüklere oturmak teklif edilmez ve onlar ayakta odanın gerisinde dururlar.
Hayli kalabalık olan Çerkes misafir odasında sanki hükümdar ağırlanıyormuş gibi bir hava hakimdir. Birisi konuşurken diğerleri yalnız dinler, kendisine söz düşmeyen konuşmaya karışmaz. Konuşmalar ağır başlı olduğu gibi laubali olunmaz ve kahkaha ile asla gülünmez.
Bağırarak söz söylemek nezakete aykırıdır.
Misafirin hal ve hatırını sorduktan sonra odadan çıkmak isteyenler, "rahat olunuz" diyerek gerekirse sırtını oturan misafire dönmeden arka arkaya yürür.
Misafir de, çıkan kişinin mevkiine göre saygı ifadesi olarak ya tamamen ayağa kalkar, yahut yarım bir kalkma yapar.
Misafir odaya gelen muhterem kişileri karşılamak için ayağı kalkar, odadaki diğer kişiler de ona uyarlar. O oturmadan kimse yerine oturmaz. Misafir bir ihtiyar ise, yahut asil olup pek genç değilse sedirin ocağa yakın baş köşesine oturur.
Misafir gelir gelmez yastığın üstüne değil kenarına oturur. Üstüne oturmak
kabalık sayılır. Ancak pek ihtiyarlar, üzerine oturabilirler.
Ayak uzatmak, ayak ayak üstüne atmak hakaret sayılırken bağdaş kurmakta ayıptır.
Otururken sırt ve belin dik kalmasına dikkat edilir. "Deve oturuşu" diye tabir edilen dizin birini kırıp karna çekmek suretiyle yapılan oturuş ayıp sayılır.
Misafirin eliyle bıyığını ve sakalını karıştırıp oynaması hoş karşılanmaz.
Çerkeslerde kahve yoktur. Onun yerine çay verilir.
Çayı olmayanlar yemekten evvel bir şey getirmezler. Sabah, öğle, aksam olmak üzere üç defa yemek verdikleri için misafir yemek zamanını bekler, fakat yemek vaktinden evvel ayrılacaksa ona göre düzenleme yapılır. Çocuklar büyüklerle birlikte yemeğe oturmazlar.

Hiç yorum yok: